Kapitalizmin Kadın Tuzağı
Kapitalizmin Kadın Tuzağı … Varlığı tamamen tüketim ve sömürü üzerine kurulu olan kapitalizm,insana ve insanlığa ait ne varsa hepsini hızla yok etmeye devam ediyor.
Tükettiği,vizyonu ve misyonunu yok ettiği değerlerin en önemlisi,en kıymetlisi de şüphesiz kadın. Kadın ki, tüm insanlığın anası,tüm medeniyetlerin atası..
Daha geçen yüzyılda Hristiyanların lanetlenmiş ve cadı olarak gördüğü, Vahhabi Müslümanların insan olup olmadıklarını tartıştığı, Budistlere göre cennete kesinlikle giremeyecek olan kadın;
Yüzyıllarca eğitim-öğretimden,bilgiden ve bilimden yoksun bırakıldı; sosyal hayattan uzaklaştırıldı, hakları elinden alındı. Kadının;
Kendini köleleştiren bu sistemlere, inançlara, baskı ve kanunlara baş kaldırarak; üretime ve bilime katkı sunma isteği; bir birey olarak sosyal hayatta var olma çabası çok bariz bir şekilde görülüyordu.
Her şeyin değiştiği bir dünyada, kadının hiç değişmeden statik kalması düşünülemezdi.Nitekim kadın da değişti.
Ne yazık ki bu değişim bir aydınlanma, bilgilenme, kültürlenme yoluyla olmadı olmuyor.
Kapitalizmin Tuzağı Kadın Köleliği

Kadın kendisini köleleştiren sistemlerden kurtulmaya çalışırken, kendisini ‘’özgürlük’’ sloganıyla kandıran Kapitalizmin Köleliği altına giriyor.
Kadının ilk başta ‘’cinsel özgürlük’’ adı altında ‘annelik’ misyonu yıkılıyor. Genç yaşta evlenip,çoluk-çocuğa katılma; gez toz, eğlen; güzelliğinin ve hayatın tadını çıkar diyen kapitalizm;
Kadının yaşı kırka elliye geldikten sonra ikinci el bir peçete gibi kadını çöpe atıyor. Eski güzelliğini, gençliğini kaybeden kadın artık evlenip bir yuva kuramıyor, bir eşe- aşa sahip olamıyor, çocuk doğurma yaşı geçtiği için evlat sahibi de olamıyor .
Ne fıtratına işlenmiş olan annelik duygusunu tadabiliyor; ne de üretime aktif bir birey olarak katkıda bulunabiliyor.
Kadının sömürüsü (Kadın Tuzağı) bununla da bitmiyor.Bugün bir araba reklamının tanıtımında lüks bir aracın üzerine yatırılmış bikinili bir kadını görmekteyiz ya da bir ÅŸampuan reklamında banyoda özel bölgeleri hariç çırılçıplak bir kadın bedenini…
Hatta bir sakız reklamında dahi sakız yerine rujlu kadın dudaklarının ön plana çıkartıldığını görmekteyiz.
Arabayı mı pazarlıyor; kadını mı? Amacı şampuanın ya da sakızın reklamını mı yapmak; yoksa kadının mı?
Kapitalizm; araba ile bikinili kadının,sakızla rujlu dudakların ne alakası olduğunu sormamıza fırsat dahi vermeden; ürettiklerini pazarlamak için kadını tamamen cinsel bir meta olarak kullanıyor.
Bunu yaparken de yine kendi ürettiği makyaj malzemelerini,takıları,aksesuarları,kıyafetleri..vs de el altından tüm kadınlara pazarlıyor.
Kapitalizmin ideal Kadın Palavrası
İdeal Kadın bunları giyer, bu takıları takar, bu malzemeleri kullanır, bu markalarla dolaşır…Bunlara sahip değilsen eksik kadınsın.
İdeal kadın olmak istiyorsan, sen de bunlara sahip olmalısın. Sömürüye bakar mısınız? Kadın hem kendisi bir meta,bir eşya olarak kullanılırken, hem de başka metaların satımı ve pazarlanması için bir araç olarak kullanılıyor.
Sömürü değil bu.Sömürünün de sömürüsü..
Maalesef, kapitalizm ısrarla belleğimizden kadının bir birey olduğunu,anne olduğunu,çocuklarının ilk öğretmeni olduğunu,tıpkı erkekler gibi nefes alıp veren,yiyen içen uyuyan bir canlı olduğunu çıkarmak istiyor.
Kadına bakınca kadın görmemizi istemiyor.Kadına bakınca cinsellik, şehvet görelim istiyor.
Bugün televizyon ekranlarına baktığımızda 50 yaş üstü bir tane bayan sunucu göremiyoruz.Haberi sunarken,sundururken bile kadını haberi ileten bir konuşmacı(speaker) değil, görsel zevki doyurması gereken bir obje olarak görmemizi istiyor.
Genç olsun,güzel olsun,çekici olsun kanalı daha çok izletsin,daha çok para kazandırtsın.!!
Aynı şeyi milyonlarca insanın izlediği ulusal-uluslararası turnuvalarda da yapıyor.Maç aralarında,molalarda hemen ponpon kızları araya sokuyor.Ekranın alt tarafında kapitalist markaların reklamları geçerken,üst tarafında dans eden kızlar.
Amaç hiç değişmiyor.Daha çok izletmek,daha çok satmak,daha çok kazanmak,daha çok sömürmek…
Evet dünyanın her yerinde kadının özgür olmasını,erkeklerle eşit haklara sahip olmasını,üretime katılmasını sonuna kadar destekliyor ve istiyoruz.
Ama bunun bir zihinsel devrimle,bilinçle,aydınlanma ile olmasını istiyoruz.Kadın cinsiyetiyle,cinselliğiyle değil; ilmiyle,bilgisiyle,kültürüyle,emeğiyle özgürleşmeli, toplumda hak ettiği statüyü elde etmeli.
Aksi taktirde bu kölelikten kurtuluş değil,başka sistemlerin (özellikle kapitalizmin) köleliği altına girişle sonlanacaktır.
Bu sömürü düzeni yıkılmalı? Evet tüm kadınlar !! Araçların üzerine şortlu erkekler yatırıncaya, maç aralarında ponpon erkekleri oynatıncaya, sakızları bıyıklı erkeklerin dudaklarında patlatıncaya kadar mücadeleye devam::☺
Mehmet Bey bütün yazılarınız birbirinden güzel.Yerel bir gazetemiz var orada yazmak isterseniz görüşelim
Dostum çok güzel, çok kaliteli yazıyorsun..tebrik ederim seni
GERCEKTEN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUYU ÇOK GÜZEL YAZMIŞSINIZ..TEŞEKKÜRLER VE TEBRİKLER..
Hocam son paragrafında harika..??bu sömürü düzeni yıkılmalı? Evet tüm kadınlar .Araçların üzerine ÅŸortlu erkekler yatırıncaya, maç aralarında ponpon erkekleri oynatıncaya, sakızları bıyıklı erkeklerin dudaklarında patlatıncaya kadar mücadeleye devam….::☺
Maalesef OrtadoÄŸu’da kadının hiçbir hakkı yokken,batıdaki durum da bu..elinize saÄŸlık..
Kadın olmadan devrim, devrim olmadan kadın olmaz…
Maalesef kadınlar hep eziliyor…:((
KADIN KONUSUNA GÜZEL BİR AÇIDAN YAKLAŞMIŞSINIZ TEBRİKLER
MüthiÅŸ bir yazı üstad..eline saÄŸlık…
Yine harika yazmissinız hocam…kaleminize saÄŸlık..
Tebrikler gerçekten çok güzel yazmışsın. Nokta.
Hocam elinize sağlık..çok güzel bi yazı olmuş..