Ana Gibi Yar Olmaz
Aradan bir kaç gün geçince durum netleşecekti. Zira talihsiz çocuğun
kaderinin değişmesine neden olacak gelişmeler, ardarda yaşanacaktı.
Bu durum çocuğun dünyasında acı bir hüzne sebep olacak ve en azından
dünyevi açıdan ebedi bir ayrılık, ufukta görünmeye başlayacaktı. Zavallı
çocuk bu durumu kavrayabilecek bir yaşta değildi ancak öz ve süt ağabeylerinin
kendisine karşı tavırlarının değiştiğini, ilgi ve şefkatlerinin arttığını da
anlamaması mümkün değildi. Ağabeyleri yanaklarını okşuyor, eline şeker ve
çeşitli oyuncaklar tutuşturuyor böylece bir kaç güne kalmadan yaşayacağı
travmanın etkisini, sözüm ona bir nebze de olsa azaltmaya çalışıyorlardı.
Ağabeyleri onu, ne anlama geldiğini bile bilmediği “yoğun bakım” ünitesinde
yatan annesiyle bir kaç gündür kokusuna hasret kalmasına rağmen bir kez olsun bile görüşmediği halde,
süt ağabeyi Ahmet Hoca’nın babasının ilçedeki evine göndermek üzere,
otobüs terminaline götürdüler. Terminalde onu, teselli etmek adına sahte
gülücüklerle ve eline tutuşturdukları hediyelerle otobüse bindirip yolcu ettiler.
Urfa’ya varır varmaz onu terminalde Ahmet Hoca’nın küçük kardeşi Mehmet karşıladı.
Mehmet onu alıp evine götürdü.Bir kaç gün onunla yakından ilgilenip
annesinin belki de ebediyyen yaşayacağı yokluğunu hissettirmemeye çalıştı.
O kadar ki ona bisiklete binmeyi bile öğretti. Birkaç gün böyle geçtikten,
bulunduğu bu yakın ilgi gösterilen yeni ortama tam da alışıp uyum gösterdikten
sonra ona hissetirilmediği halde evde yaşayanların yüz ifadesinden
net bir şekilde anlaşılan acı haber nihayet geldi.
Ahmet AKSOY
Hocamm çokk güzel yazıyosunuz diğer ki yazınızı merakla bekliyorum.
hafsa sana katılıyorum???
Hocam okuldaki yeriniz belli ediyor